IDF’in (International Diabetes Federation) son yayımladığı diyabet atlası verilerine göre evrensel bir sorun olarak hızlı bir artış gösteren diyabet sorunu ülkemizde de yaygınlığını koruyor. Bu yazımızda ülkemizdeki diyabetli bireylerin diyabete karşı olan bilgi, tutum ve farkındalıklarına değiniyoruz.
Diyabet Nedir?
Diyabet, pankreas adlı salgı bezinin ürettiği insülinin yetersizliği ya da etkili kullanılamaması sonucu organizmanın karbonhidrat, yağ ve proteinlerden yeterince yararlanamaması ile gelişen kronik bir hastalıktır.
Bkz: Diyabet Nedir?
Irk, din, dil ve cinsiyet ayırt etmeyen diyabet hastalığı en riskli hastalıklar sıralamasında 3’üncü sırada yer alıyor. IDF tarafından yapılan araştırmalar bunun doğruluğunu kanıtlıyor.
Dünya’da tahmini 463 milyon yetişkin diyabetli bulunuyor. Bu, dünya nüfusunun %9.3’ünü temsil ediyor.
20-79 YAŞ ARALIĞI – 2019
Türkiye’de Diyabetli İstatistikleri
Ülkemizde 20-79 yaş aralığı baz alındığında 2019 yılı itibariyle 6.6 milyon diyabetli birey bulunuyor. Bu oran ülkemizin %12’sini temsil etmektedir. Diyabete bağlı yaşanan sorunlarda ülkemizde kişi başı $1,404.4 (8.367,27₺) miktarında harcamalar yapılıyor. IDF verilerine göre diyabete bağlı ölümlerin oranı ise ülkemizde 43,503’tür. 0 ile 19 yaş arası genç ve çocuk bireyler baz alındığında Tip-I diyabetli oranı ülkemizde 25,953’tür.
Bkz: IDF: 2045 Yılında 700 Milyon Diyabetli Olacak
Diyabetli Bireylerin Farkındalık Durumu
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Tıp Fakültesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’nun izni çerçevesinde yapılan ve 2015 yılının Haziran-Ağustos aylarını kapsayan araştırma, ilgili dönemde tedavi amacıyla başvuran ya da tedavi gören hastalar baz alınarak yapıldı. Araştırma 18 yaş üstü bireylerde hamile ya da engelli olmayan, çalışma hakkında bilgi sağlanmış ve araştırmaya katılmayı kabul etmiş 150 gönüllü diyabet hastasından oluşturuldu. Gönüllü hastalarla birebir ve yüz yüze gerçekleştirilen anket temeline dayanan çalışma sosyo-demografik özelliklere (yaş, cinsiyet, medeni durum, öğrenim durumu, aylık hane geliri), alışkanlıklara (sigara-tütün kullanımı, egzersiz durumlarına uyum düzeni, diyetlerine uyum düzeni, tedaviye uyum, ayak bakımı alışkanlıkları), hastalık durumlarına (kaç yıldır DM hastası olduğu, akrabalarında DM tanısı almış olanların varlığı, hastalığa yönelik almış oldukları tedavi biçimleri, kontrol sıklıkları, hastalığa yönelik ek bir sorun yaşama durumları, hekim tarafından tanı konan başka bir kronik hastalığının bulunma durumu) ve bilgi, tutum ve davranışlara (ayak bakımının önemi hakkındaki düşünceleri, ayak bakımı konusunda bilgi alma durumları ve bilgi kaynakları, ayak bakım ile ilgili bilgi, tutum ve davranışları) yönelik verileri kayıt altına aldı. Bu veriler üzerinde yapılan çalışmanın istatistik sonuçları ise şöyle:
Tablo – 1: Araştırmaya katılanların sosyo-demografik özellikleri.
Sosyo-demografik Özellikler | Olgu Sayısı (%) | |
---|---|---|
Cinsiyet | Bay | 92 (61,3) |
Bayan | 58 (38,7) | |
Eğitim Durumları | Okur/Yazar değil | 24 (16,0) |
İlkokul | 91 (60,7) | |
Ortaokul | 17 (11,3) | |
Lise | 14 (9,3) | |
Üniversite / Yüksek lisans | 4 (2,7) | |
Medeni Durum | Evli | 133 (88,7) |
Bekar | 17 (11,3) | |
Meslek | Memur | 2 (1,3) |
İşçi | 7 (4,7) | |
Serbest meslek | 15 (10,0) | |
Emekli | 38 (25,3) | |
Ev hanımı | 88 (58,7) | |
Sosyal Güvence | Var | 147 (98,0) |
Yok | 3 (2,0) |
Tablo – 2: Araştırmaya katılanların aldıkları tedavi yöntemleri.
Tedavi Yöntemi | Olgu Sayısı (%) |
---|---|
Egzersiz + Diyet | 1 (0,7) |
Oral Antidiyabetik (OAD) | 46 (30,7) |
İnsülin | 62 (41,3) |
İnsülin + OAD | 41 (27,3) |
Toplam | 150 (100,0) |
Araştırmada yer alan hastaların diyabet süresi 1-30 yıl arasında ve ortalama 9,4 yıldır (9,4 ± 6,9). Olguların 29’unun (%19,3) sigara kullandığı kaydedilirken 113’ünde (%75,3) ek bir kronik hastalık bulundu. Ayrıca araştırmadaki 99 (%66) bireyin akrabasında diyabet tanısına rastlandı. Sadece 1 (%0,7) kişi tedavi şekli olarak tedavinin ilk basamağı olan diyet ve egzersiz uygularken, 62’si (%41,3) insülin, 46’sı (%30,7) oral antidiyabetik (OAD) ve 41’i (%27,3) ise insülin + OAD kullandığı araştırmanın kayıtlarına geçti.
Araştırmadaki Komplikasyonlar
Araştırmaya katılan gönüllü bireylerin 42’sinde (%28,0) diyabetik nöropati bulunurken, 23’ünde (%15,3) diyabetik nefropati, 20’sinde (%13,3) diyabetik retinopati, 15’inde (%10,0) diyabetik kardiyovasküler hastalık komplikasyonları gözlendi. Araştırmadaki 143 (%95,3) bireyin diyabetik koma yaşadığı belirtildi. Aynı zamanda araştırmada yer alan bireylerin 52’sinin (%34,7) yılda 4 kez diyabet kontrolünde bulunduğu paylaşıldı.
Gönüllü hastalara iletilen ayak sağlığının önemine dair sorularda 75’i (%50) diyabet hastalığında ayak bakımının kesinlikle önemli olduğunu düşünürken, 12’si (%8,0) bunun kesinlikle önemli olmadığını düşündüğü vurgulandı.
Tablo – 3: Araştırmaya katılanların diyabetik komplikasyon yaşama durumları.
Komplikasyonlar | Olgu Sayısı (%) | |
---|---|---|
Diyabetik Nöropati | Var | 42 (28,0) |
Yok | 46 (30,7) | |
Diyabetik Nefropati | Var | 23 (15,2) |
Yok | 127 (84,7) | |
Diyabetik Retinopati | Var | 20 (13,3) |
Yok | 130 (86,7) | |
Kardiyovasküler Komplikasyonlar | Var | 15 (10,0) |
Yok | 135 (90,0) | |
Diyabetik Koma | Var | 143 (95,3) |
Yok | 7 (4,7) |
Tablo – 4: Araştırmaya katılanların ayak bakımının önemi hakkındaki düşünceleri.
Ayak Bakımının Önemi | Olgu Sayısı (%) |
---|---|
Kesinlikle var | 75 (50,0) |
Kısmen var | 31 (20,7) |
Fikrim yok | 24 (16,0) |
Kısmen yok | 127 (84,7) |
Var | 8 (5,3) |
Kesinlikle yok | 12 (8,0) |
Toplam | 150 (100) |
Araştırmaya katılan bireylerin 43’ünün (%28,7) her gün düzenli olarak ayaklarını yıkadığı, 5’inin (%3,3) ise nadiren yıkadığı, 32’sinin (%21,3) her gün ayaklarını kuruladığı ve 56’sının (%37,3) hiç kurulamadığı, 4’ünün (%2,7) her gün düzenli olarak ayak bakım kremi kullandığı ve 116’sının (%77,3) hiç kullanmadığı ve yine gönüllülerin 25’inin (%16,7) ayaklarını muayene ettiği ve 46’sının (%30,7) hiç kontrol etmediği gözlendi.
Tablo – 5: Araştırmaya katılanların ayak hijyeni konusundaki davranışları.
Ayağını; | Her gün yaparım (%) | Genellikle yaparım (%) | Ara sıra yaparım (%) | Nadiren yaparım (%) | Hiç yapmam (%) |
---|---|---|---|---|---|
Yıkayan | 43 (28,7) | 42 (28,0) | 30 (20,0) | 5 (3,3) | 30 (20,0) |
Kurulayan | 32 (21,3) | 31 (20,7) | 22 (14,7) | 9 (6,0) | 56 (37,3) |
Kremleyen | 4 (2,7) | 5 (3,3) | 14 (9,3) | 11 (7,3) | 116 (77,3) |
Kontrol eden | 25 (16,7) | 36 (24) | 30 ( 20) | 13 (8,7) | 46 (30,7) |
Tablo – 6: Araştırmaya katılanların ayak bakımı ve kontrolü konusundaki davranışları.
Tırnak / Çorap / Ayakkabı | Olgu Sayısı (%) | |
---|---|---|
Tırnak Kesimi | Düz | 47 (31,3) |
Oval | 58 (38,7) | |
Diğer | 45 (30,0) | |
Çorap Seçimi | Sentetik | 15 (10,0) |
Pamuklu | 127 (84,7) | |
Yün | 2 (1,3) | |
Karışık | 48 (32,0) | |
Ayakkabı Seçimi | Topuksuz + Düz | 20 (13,3) |
Az topuklu | 21 (14,0) | |
Çok topuklu | 4 (2,7) | |
Ortopedik tabanlı | 11 (7,3) | |
Evde Terlik Kullanımı | Her gün | 24 (16,0) |
Genellikle | 16 (10,7) | |
Bazen | 14 (9,3) | |
Nadiren | 7 (4,7) | |
Hiç | 89 (59,3) | |
Ayakkabı Kontrolü | Her zaman ederim | 24 (16,0) |
Genellikle ederim | 20 (13,3) | |
Bazen ederim | 17 (11,3) | |
Nadiren ederim | 6 (4,0) | |
Hiçbir zaman etmem | 83 (55,3) |
Tablo – 7: Araştırmaya katılanların ayakta yaşadıkları patolojik bulgular.
Ayağında; | Her gün yaşarım (%) | Genellikle yaşarım (%) | Ara sıra yaşarım (%) | Nadiren yaşarım (%) | Hiç yaşamadım (%) |
---|---|---|---|---|---|
Enfeksiyon | 22 (14,7) | 69 (46,0) | 31 (20,7) | 6 (4,0) | 22 (14,7) |
Nasırlaşma | 25 (16,7) | 39 (26,0) | 27 (18,0) | 4 (2,7) | 55 (36,7) |
Bül | 0 (0,0) | 4 (2,7) | 6 (4,0) | 21 (14) | 119 (79,3) |
Çatlama | 54 (36,0) | 54 (36,0) | 20 (13,3) | 3 (2,0) | 18 (12,0) |
Ülserasyon | 2 (1,3) | 2 (1,3) | 4 (2,7) | 1 (0,7) | 141 (94,0) |
Yanma | 73 (48,7) | 28 (18,7) | 35 (23,3) | 3 (2,0) | 11 (7,3) |
Karıncalanma | 44 (29,3) | 30 (20,0) | 47 (31,3) | 4 (2,7) | 25 (16,7) |
Üşüme | 32 (21,3) | 18 (12,0) | 44 (29,3) | 7 (4,7) | 49 (32,7) |
Duyu Kaybı | 8 (5,3) | 7 (4,7) | 10 (6,7) | 7 (4,7) | 118 (78,7) |
Araştırmaya katılan gönüllü hastalara yönelik patolojik bulguları hedef alan soruların yanıtlarına göre 69 (%46,0) bireyin genellikle bir ayak enfeksiyonu yaşadığı, 55’inin (%36,7) hiç ayakta nasırlaşma durumu yaşamadığı, 119’unun (%79,3) ayağında hiç bül oluşmadığı, 55’inin (%36,7) genellikle ayakta çatlama ya da kuruluk durumu yaşadığı, 141’inin (%94,0) hiç ayakta ülser durumu yaşamadığı, 73’ünün (%48,7) her zaman ayakta yanma hissi yaşadığı, 47’sinin (%31,3) bazen ayakta karıncalanma hissi yaşadığı, 49’unun (%32,7) hiç ayakta soğukluk hissi yaşamadığı yine 118’inin (%78,7) ise hiç ayakta his kaybı yaşamadığı gözlendi.
Yapılan araştırmaya göre hastalara ayak bakımı konusunda bilgi alma durumlarına göre ayak bakımının önemli olduğunu düşünme sıklıkları arasında anlamlı bir fark olduğu görüldü. Ayak bakımı konusunda bilgi alan kişilerin %94,1’i ayak bakımının önemli olduğunu kanaat getirirken, geri kalan %5,9’luk kesim buna rağmen bakımın önemli olmadığını düşündü. Bu doğrultuda bilgi alan gönüllü hastalarda ayaklarını yıkama, kurulama ve ayak bakımı için krem kullanması davranışlarının yüksek olduğu gözlendi.
Sonuç
Araştırmada yer verilen gönüllü hastaların birçoğu tedavi yöntemlerinin son aşamasında uygulanan tedavileri aldığı kayıtlara geçti. Bu, diyabetin farkındalığı konusundaki toplumsal ihmalkârlığın ve ayak sağlığının öneminin göz ardı tutulduğunun bir göstergesi olarak kabul edildi. Aynı zamanda erken dönemde yapılan diyet, egzersiz gibi yaklaşımlarının azınlıkta olması, çok daha zahmetli ve ciddiyet gerektiren ileri safha tedavi uygulamalarının da planlanmasına neden oldu. Bu safhadaki tedaviler çok daha dikkat gerektirdiğinden hem maddi yük hem de süre bakımından zahmetli olarak kabul gördü.
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de diyabete bağlı ayak sorunlarının yaygınlığı devam ediyor. Ayak komplikasyonlarının önüne geçmenin en güçlü silahı farkındalık ve önemsemektir.