Ayak sorunlarının sistemik sorunlardan kaynaklı seyir gösteren bulguları arasında en sık karşılaşılanlarından bazıları şüphesiz kuruluk, döküntüleşme ve soyulmalardır. Cilt üzerinde gözlenen bu belirtiler çoğu zaman “hastalık” olarak tanımlandırılmasa da belirli ayak sorunlarının habercisi olabilir. Özellikle diyabete bağlı gelişen ayak yaralarının çok daha erken dönemlerde bu belirtileri göstererek diyabetik ayak riskini ortaya koyduğu, basit cilt sorunlarının çok daha ileri tabloların gelişebileceğini ifade ettiğini de söyleyebiliriz. Bu doğrultuda bu yazımızda ayaktaki kuruluğu, döküntüleşmeyi gidermek ve nem dengesini sağlamak amacıyla uygulanan girişimlerden biri olan peeling uygulamalarını olumlu ve olumsuz yönleriyle ele alıyoruz.
Peeling Nedir?
Peeling uygulaması, sadece ayak ile sınırlı kalmayan, vücudun herhangi bir cilt yapısı üzerindeki nem dengesini sağlamak ve korumak esasına dayalı, aynı amaca hitap eden krem ve solüsyonların bir alternatifidir. “Bir ilaçtır.” algısından uzak olarak peeling ürünleri fabrikasyon üretimlerinin yanı sıra elde de hazırlanabilen basit içeriklere sahiptir. Bu anlamda birçok ürünün bütçe anlamında avantajlı olması peelinglerin cilt üzerinde tercih edilmesinin en temel sebeplerinden biridir.
Peelingler Nasıl Kullanılır?
Peeling ürünlerinin içeriğine göre kullanım aralıkları ve kullanım şekilleri değişkenlik gösterebilir. Örneğin karbonat içeren peelinglerin uygulama aralığı 3 günden az olmamalıyken, elde hazırlandığı durumlarda kısa ömürlüdür. Çoğu peeling ürünü masaj eşliğinde cilde uygulanır ve uygulama sonrası bölgenin iyice yıkanmasını gerektirir. Aynı şekilde şeker dozu yüksek peelinglerin cilt üzerinde 20 dakikadan fazla bekletilmemesi önemlidir. Nadiren karşılaşılsa da salisilik asit içeren peeling ürünlerinin kullanımı sadece sorunlu bölge üzerindedir.
Peeling Uygulamasını Kimler Kullanamaz?
Birden fazla doğal ve doğal olmayan madde içerebilen peeling ürünlerinde kullanımdan önce mutlaka tercih edilenin ham bilgilerine sahip olmak gerekir. Örneğin histamin alerjisi olan kişilerin domates özlü peeling ürünlerinde uzak durmaları gerekmektedir. Derin nasır ya da topuk çatlağı olan bireylerde peeling girişiminin etkili sonuçlar yaratmasını beklemek yanlıştır. Cilt üzerinde daha çok yüzeysel etkiler gösteren peelinglerin nasırlı dokuları ortadan kaldırmaları oldukça güçtür. Bu durumda öncelikli olarak podolog kontrolünde nasır rezeksiyonu tercihi gerekebilir. Bkz: Nasır Bakımı.
Ayakta diyabete bağlı yara ve doku kaybı gözlenen ve tabip kontrollü “diyabetik ayak” tanısı konmuş kişilerde peeling uygulaması sakıncalıdır. Peeling, mevcut yara dokusunu enfeksiyona sürükleyebilirken yara etrafında tercih edilse de dokularda hassasiyeti tetikleyebilir.
Sadece tabip ve podolog onaylı durumlarda mevcut tabloya özel olarak üretilen peelinglerin uygulanması güvenlidir. Örneğin yaralı ayaklarda propolis içerikli peeling tercihi gibi.
Peeling uygulaması hassas ciltlerde normalden fazla soyulmaya neden olarak doku kaybına yol açabilir.
Diyabetli bireylerde peeling tercihleri normale kıyasla biraz daha tehlikelidir. Hassas cilt ve sinir sorunlarına odaklı yaklaşıldığında peeling girişimlerinin ayakta tahrişe ve dolayısıyla diyabetik ayak yaralarına zemin hazırlayabileceği ön görülmektedir. Her ürün için olmasa bu durumda diyabete bağlı cilt kuruluğunu gidermek için izlenebilecek en güvenli adım uygun dozda üre içerikli bir krem uygulamasıdır. Çoğu peeling ürününün içerdiği şeker oranı da yine diyabette risk oluşturabilir. Sadece diyabete bağlı değil, yaygın cilt hastalıklarına (egzema, cilt mantarı, sedef vs.) maruz kalan kişilerin peeling tercihleri olumsuz sonuçlar yaratabilir.
Ayak üzerinde tercih edilebilecek en uygun peeling ürünü ya da kremler için podolog desteği şarttır.