Diyabet Nedir?
Diyabet, vücudumuzda pankreas adlı salgı bezinin yeterli miktarda insülin hormonu üretmemesi ya da üretilen hormonun etkili bir şekilde kullanılamaması durumunda gelişen ve ömür boyu süren kalıcı bir hastalıktır. Kişi, yediği besinlerden kana geçen şekeri (glukoz) kullanamaz ve kan şekeri yükselir.
“Diyabet” hakkında daha fazlasını görün.
Diyabet ve Egzersiz
Diyabetli hastalarda egzersiz en az ilaç tedavi ve beslenme kadar önemlidir. Egzersiz sırasında kas aktiviteleri için gerekli enerjiyi sağlamak bazı hormonların salgılanmasının artması ile gerçekleşir (epinefrin, glukagon, kortizol, büyüme hormonu). Bu hormonların etkileri arasında pankreastan insülin salınımını baskılamak ve glikojenoliz ile glukoneogenezisi (glikozun metabolik olayları) uyarmak vardır. Bunun dışında yağ yakımını arttırarak kandaki serbest yağ asitlerinin miktarını arttırırlar. Bu hormonların salınımıyla azalan insülin glikozenolizi önlemeye yetmez. Ancak hareket halindeki kaslar tarafından glukozun kullanımını kolaylaştırır. Egzersiz sırasın yağ asitleri de enerji olarak kullanılır böylece, glukoz üretimi arttırılarak; dokuların enerji gereksinimi karşılanırken, kan glokoz düzeyi de göreceli olarak sabit tutulur.
Yukarıda bahsettiklerimiz normal bireylerde egzersizle yaşanan metabolik süreç ve durumlar. Peki diyabetli bireylerde ne değişiyor?
Egzersize bağlı metabolik değişiklik daha çok insüline bağımlı diyabet hastalarında görülür. Bu bireylerde de sağlıklı bireylerde olduğu gibi hiperglisemik hormonların (epinefrin, glukagon, kortizol, büyüme hormonu) salınımı artar. Ancak, insülinin enjeksiyon alanından kana geçişinde bir kesinti olmaz hatta daha da artabilir ve insülin karaciğerdeki glikojen-glukoz dönüşümünü baskılamaya devam eder böylece kasın ihtiyaç duyduğu glukoz üretimi azalır. Bu durum da egzersize yanıt olarak genellikle kan glukoz düzeyi düşer ve hipoglisemi gelişebilir. Tip 2 diyabetli bireylerde benzer durum oluşur.
Diyabetli Bireylerde Egzersizin Yararları
- İnsülin/oral hipoglisemik gereksinimini azaltır. (karbonhidrat metabolizmasını hızlandırarak ve insülin reseptörlerini sayı/etkisini arttırarak)
- Yemekten sonra kan glukoz düzeyinin çok yükselmesini önler.
- Zayıflamaya yardımcı olur, şişmanlığı önler.
- Çalışma kapasitesini arttırır.
- Kardiyovasküler sistem fonksiyonlarını düzenler.
- Kan lipit (trigliserit) düzeyini azaltır.
- Beden imajını ve benlik saygısını arttırır.
- Stresi azaltır.
Egzersize Bağlı Gelişen Hipoglisemi, Önlenmesi ve Tedavisi
Egzersiz sırasında kan glukoz düzeyinin neden düştüğünü açıklamıştık. Buna bağlı olarak hipoglisemiye önlemek için hiperglisemik hormonların salınımı daha da artar. Bu hormonlar karaciğer ve kaslarda glukoz üretimini arttırmaya çalışırlar. Hipoglisemin giderilmesi için devreye giren sinirsel ve hormonal yanıtlara bağlı olarak ortaya çıkan belirtiler de şunlardır:
- titreme
- taşikardi
- ciltte soğukluk, solukluk (periferik damarlardaki vazokonstrüksiyona bağlı)
- terleme
- Eğer bu belirtileri takiben diyabetli birey önlem almazsa; konfüzyon
- baş dönmesi
- oryantsayon bozukluğu
- kişilik değişikliği
- bilinç kaybı, konvülsyonlar ve koma
gelişebilir.
NOT: Diyabetli birey egzersiz eğitimi almalı kendi başına doktoruna danışmadan hiçbir spora başlamamalı, kendine en uygun egzersiz türünü doktoruyla birlikte seçmeli (diyabetin komplikasyonları nedeniyle her spor yapılamaz) bilinçli olmalı ve hipoglisemi durumunda ne yapacağını biliyor olmalıdır. Diyabetin en önemli ve en yararlı tedavisinin eğitim olduğu unutulmamalıdır!
Egzersiz sırasında birey hipoglisemi geliştiğini fark ederse egzersize ara vermeli, kan şekerini kontrol etmeli ve diyetinde birkaç değişiklik yaparak kan glukoz düzeyini normal düzeye getirmeye uğraşmalıdır. Egzersiz sırasında yanında birini bulundurmaya özen göstermeli ve hipoglisemiye müdahale edebilecek bilgi düzeyine sahip olmalıdır.
Doğru eğitim, doğru diyabet-hasta ilişkisi ve doğru egzersiz programıyla diyabetli birey için birçok yararı olan sportif faaliyetler sürdürülebilir ve bununla birlikte daha sağlıklı kalınabilir.